Kitabın Adı: Aldatmak
Orjinal Adı: Adulterio
Yazar: Paulo Coelho
Çeviren: Emrah İmre
Yayınevi: Can
Yayınları
Basım
Tarihi: Eylül 2014 (İstanbul)
Selamlar!
"Hepimizin
bildiği üzere dünyada Sevgi'den yoksun merhamet çoktur. Buralarda her hafa hayır
balosu denerek "merhamet" balosu düzenlenir. İnsanlar servet
değerinde paralar akıtıp masalar ayırtarak baloya katılırlar, pahalı mı pahalı
mücevherlerini ve giysilerini kuşanarak eğlenirler. Böyle yerlerden
çıktığımızda Somali'deki fakirler, Yemen'deki mazlumlar, Etiyopya'daki açlar
için topladığımız paralar sayesinde dünyanın daha iyi bir yere dönüştüğüne
inanırız. Gözümüzün önünde zalimce olup biten sefaletten dolayı suçluluk
duymayı bırakırız ama bu paraların nereye gittiğini kendimize hiç sormayız. "
(sf 120)
Açıkcası kitaptan aklımda kalan tek
kısım burası oldu.
Son zamanlarda hangi kitap evine girseniz,
hangi online kitap satış sitesini açsanız, karşınızda "Aldatmak".
Sade ve güzel kapak tasarımı ile biz kadınların bolca ilgisini çektiğini
düşünüyorum. Ancak sanırım bu benim için yazması zor bir yazı olacak. Çünkü
sevmediğim bir kitap hakkında konuşmam gerektiğinde nedense birden bir
kasılıyorum. Yazarken de aynısı oluyormuş, onu farkettim.
Öncelikle kitabın konusundan bahsedelim,
sonra kişisel fikrimi paylaşırım. Kitabın ana karakteri Linda. 31 yaşında genç, güzel, oldukça zengin bir kocası ve iki çocuğu olan, yaşadığı şehir
Cenevre'de saygın bir gazetede çalışan, dışarıdan bakıldığında imrenilecek bir
hayatı olan bir kadın. Ta ki röportaj yaptığı bir yazarın kurduğu bir cümleye
kadar o da hayatının kusursuz olduğunu zannediyordu. Yazar Linda'ya şöyle
demiş;
"Mutlu olmak hiç ilgimi çekmiyor. Aşk
ve tutkuyla yaşamayı yeğlerim, ki bu tehlikelidir çünkü karşımıza neler
çıkacağını hiç bilmeyiz."
Ertesi sabah risklerden uzak hayatına gözlerini
açtığında kendini bu sözleri düşünürken bulur ve hayatına derin bir
"hüzün" eklenir. İşte o andan sonra depresyon ile karışık hisler
içerisinde etrafına gülücükler saçarken, hayatımdaki eksik ne diye düşünüp durmaya
başlayacağı günler başlamıştır. Ta ki lisedeki erkek arkadaşı, başarılı
siyasetçi Jacob ile karşılaşana kadar. Hayatındaki eksik hissin
"tutku" olduğunu keşfeder. Jacob ile aralarında geçen bir iki
yakınlaşmadan sonra Jacob'a aşık olur ancak karşılık alamayınca bunun sebebinin
Jacob'un karısı olduğuna kendini inandırır ve kadın ile mücadeleye girer. Kitap
genel olarak Linda'nın içinde yaşadığı mutsuzluğu, kafasından ve kalbinden
geçenleri konu alarak ilerliyor.
Bana fazlasıyla popüler kültüre yönelik
bir kitap hissi verdi. Yasak olan her şey toplumun ilgisini fazlasıyla çeker.
Bunun en güzel örneğini yasak aşkı konu alan "Aşk-ı Memnu" dizisinin
elde ettiği büyük başarıda da görmüştük. Bu kitap ile ilgili okuduğum neredeyse
tüm yazılarda da Linda için "metropol kadını Linda'da kendini
bulacak" tarzı yorumlar yapılmış ki bana kalırsa bu oldukça sığ bir
düşünce olmuş. Linda içindeki mutsuzluğu sorgularken karşısına çıkan ilk
fırsatta kocasını aldatmayı seçmiş ve mutsuz olmasını, hayatındaki tutku
eksikliğini buna kılıf olarak bize yedirmeye çalışan bir karakter. Gerçek
hayatta bu yok mu, elbette çok! Ancak metropol kadınları olarak bahsedilen
kesim için bunu genellemek ne derece doğru bilemedim.. Tamamen kişilikle
alakalı bir durum. Sahip olduklarıyla yetinmeyi bilmeyen insanlar hayatlarını alt üst etme pahasına farklı tercihler yapabiliyor, ama bana kalırsa Linda'nın
bu yola girmesi çok keskin olmuş. Sürekli kocasını ve ailesini çok sevdiğini
ağzından düşürmeyen bir kadın, eski sevgilisini gördüğü ilk gün kocasını
aldatmaz diye düşünüyorum. Sanki öncesinde Linda'nın içindeki bu hisle olan
savaşını anlatsa daha inandırıcı olurdu.
Bir de bana kitabın kapağını açtığım ilk
andan beri "ne alaka yahu" diye düşündüren bir konu var. Kitap
İncil'den bir alıntı ile başlıyor: "Suların daha derin olduğu yere
git.." (Luka, 5:4) Amcacım sen olayı çok yanlış anlamışsın demek
istiyorum! Buradaki "derin sular" ile bir insanın eşini aldatırken
ilerlediği derin sulardan bahsedildiğini zannetmiyorum.
Anlaşılacağı üzere ben kitaptan hoşlanmadım.
Bu da bana ders olsun, "Popüler olan şey güzel olmak zorunda değildir,
bunu bir kere daha anladın Sitting Panda!" Kitabı sevenler, üzgünüm, kendi
adıma biraz vakit kaybı oldu :)
Kitaba Puanım 2/5
Keyifli okumalar =)
Sitting Panda
0 yorum:
Yorum Gönderme