Bugün
okuması bana oldukça enteresan gelen bir kitap ile geldim, Hiç İçin Metinler.
Açıkçası sayfa sayısının azlığına karşın okuması biraz zor bir kitaptı, ancak
bitirdiğimde ardında güzel hisler bırakacak türden de farklıydı. Gelin birlikte
göz atalım kitaba.
Kitap iki bölümden
oluşuyor, “Uzun Hikayeler” ve “ Hiç İçin Metinler”. İlk bölümde evsiz kalan bir
adamın hikayesine eşlik ediyoruz. Başlarda bize zorunlu bir evsizlikmiş gibi
gelse de aslında kahramanızın zaten ruhen bir evsiz olduğunu anlamamız pek de
uzun sürmüyor. Yani aslında karakteri ile örtüşen bir fiziksel hayata geçiyor
sadece. Buradan sonra ise, karakterin beyin kıvrımları arasında düşünceler
denizindeki yolculuğumuz da başlıyor. Normal öykü anlatım kavramından oldukça
uzak, sürekliliği olan herhangi bir olay akışından ziyade, bilinç akışı tekniği
ile karakterin düşünce akışının aktarılması hakim kitapta. Bu da aslında benim
için okumayı biraz güç kılsa da, bir süre sonra gerçekten.kendimi karakterin yerine koymuş,
onunla beraber düşünürken bulmuş olmak büyük keyifti.
Kitaba adını da veren ikinci bölüm ise,
benim daha keyifle okuduğum kısım oldu. Varoluşu sorgulamış Beckett bu
bölümde, daha doğrusu günlük hayatımızın orta yerine bir fener tutmuş ve bize
bazı şeyleri sorgulamak için yol açmış; hayatın gerçekliği, ölüm... Ve
vardığımız nokta, kitabın adından da anlaşılacağı üzere "hiç".
Açık konuşmam gerekirse, herkesin
seveceğini düşünmediğim, biraz yorucu, biraz ağır ancak benim için keyifli
biten bir okuma oldu.
"İnsanın yanılgısı başkalarıyla
konuşmak oluyor."
"Benim insansız krallığımda önemli
olan düşünsel dinlence, tinsel uzanış, benliğin ve benlikdışı denen iğrenç
aldatmacadan geride kalan tortunun, hatta kısacası dünyanın silinip gitmesiydi;
bedenin rahatlamasına gelince, çok basit ve gereksiz bir olaydı bu."
"kimse beklemeyecek, o da, ötekiler
de beklemeyecek, kimse ben onun içinde yaşayayım diye onunla birlikte öleyim
diye beklemedi hiç."
"Mezarlıklar kötü şeyler
çağrıştırmıyor bende, hava almam gerektiğinde, başka yerlerden daha çok, orada
hava almayı yeğliyorum."
Gecen sene Notos Dergisi epey yer vermişti yazara. Kesinlikle beyni farklı çalışıyor yazarın. Bende üçleme olan kitabını aldim fakat hala sırasını bekliyor okunmak için. Çünkü kolay bir okuma olmayacak ve acele etmeye gelmez yazar ;)
YanıtlayınSilkesinlikle katılıyorum, aceleye gelmeden, sakin kafa ile, odaklanarak okunması gerekiyor :) bana da oldukça farklı geldi kalemi
Sil